Sözleşmeli haksız kazanç!

İmzalattıkları satış sözleşmesindeki maddelere dayanarak yasal haksız kazanç elde ediyorlar. Bu maddelerin satış sözleşmesinde bulunabilmesi yasal mı? Devlet bu sözleşmelere neden izin veriyor? Tüketici mağdur edilmiyor mu?.

Dijital İzleriniz (İzleniyorsunuz)

Kullandığınız tüm sosyal ağ hesaplarınızdaki tüm hareketleriniz kayıt altına alınmaktalar, arama motorlarındaki aramalarınız, ilgi alanlarınız ve çok daha fazlası.

26 Aralık 2016 Pazartesi

Yaşama dair...

Zaman zaman düşünüyorum, bu gezegen ne çektiyse faşistlerden ve dindarlardan çekti diye. Sonra komünistlerden ve kapitalistlerden diye toparlıyorum zaman zaman. Geriye ne kaldı ki, insanlıktan ne çekti diye. Öyleyse insanlık olmasaydı ne güzel olurdu yaşam. Sonra hayvanlardaki karakter erezyonu takılıyor aklıma, onu da biz yapmış olamayız ya. Madem bu kadar ele geçirmiş kötülük - şeytan yaşamı ne anlamı kaldı ki yaşamın? Sonra yaşamın bir ceza olduğu sonucuna varıyorum ve hatamı anlıyorum, anlasam da tekrar, tekrar ve tekrarlamaktan alıkoyamıyorum kendimi. Ne zaman bitecek cezamız diye meraklanıyorum ve diyorum ki bizde hatalar yaşamda cezalar bitmez...

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Phokaia bir Foça Belgeseli - Fragman [🎥]



Phokaia

İzmir ili Foça ilçesinin antik ve Osmanlı tarihi ile plajlarını işleyen, eğlence ve Foça'da tatil fikrini irdeleyen belgesel filminin tanıtım fragmanıdır.
Belgeselimizi izlerleken Telephanes ile heykel yapacak, Theodoros ile yapılar inşa edecek, Dionysos ile savaşlar kazanacak-mış-sınız gibi hissedebilirsiniz.
Sıcak yaz günlerinin kavurduğu bedeninizi Foça'nın serin sularına atmayı arzulayabilir, püfür püfür esen rüzgarında savrulmak isteyebilirsiniz.
İştahınız kabarabilir, bizden söylemesi...

28 Haziran 2015 Pazar

Dijital İzleriniz


Dijital İzleriniz;

İnternetteki ayak izlerinizdir dijital izleriniz. Ne zaman nerede olduğunuzdan karakter analinize kadar bir çok konuda hakkınızda bilgi sahibi olunmasına fayda sağlayacak bilgiler…
Her insan hem mahremiyetine düşkündür hem de ünlü olma içgüdüsüne sahiptir ve aynı anda ikisine birden sahip olmak imkansızdır. Günümüz teknolojisi dijital izlerinizi ortadan kaldırmanızın imkansızlaştırılmasına odaklı olarak geliştirilmektedir. Devletler ve şirketlerin iş birliği içerisinde yürüttükleri bu stratejiden hem devletler hem de ticari şirketler karlı çıkmaktadırlar. Zararda olan ise sadece dünya toplumudur. İmkansız kelimesi belki size biraz abartılı gelmiş olabilir aslında bu düşüncenizin cevabı da evettir. Yani söylenen hem doğru hem de abartılıdır, bunu şöyle açıklayım;

Söylenen doğrudur çünkü;
Kullandığınız tüm sosyal ağ hesaplarınızdaki tüm hareketleriniz kayıt altına alınmaktalar, arama motorlarındaki aramalarınız, ilgi alanlarınız ve çok daha fazlası. Ayrıca bazı komplo teorilerine göre internet kablosunun fişini çekmeniz bile yetersiz, bilgisayar donanımınızdaki anakartınızın üzerindeki bir çip üzerinden (gps cihazı gibi düşünebilirsiniz) bilgisayar açık olmasa dahi fişi elektriğe takılı olduğu sürece bilgisayarınızın belleğindeki (ramlerdeki) bilgilere uydular üzerinden erişebiliyorlar. Bilgisayarınız fişe takılı ve kapalıyken ramdeki verilere erişebilen bir teknolojinin bilgisayarınız açıkken erişebileceği verileri siz düşünün. Diyelim ki bilgisayar kullanmıyorsunuz ama mutlaka bir cep telefonunuz vardır ve tabi ki de akıllı telefon kullanmaktasınızdır. Zaten en büyük sebebi de tüm ihtiyaçlarınızı karşıladığı ve bir bilgisayar ihtiyaç duymadığınızdır. Evet sizde böyle düşünüyorsanız izlenmek için bir bilgisayar ihtiyacınız yok çünkü akıllı telefonunuzla bilgisayarınızla verebileceğiniz bilgilerden çok daha fazlasını sunuyorsunuz.  Bildiğim kadarıyla sadece birkaç çeşit akıllı telefon var, Windows Phone (Windows Mobile), Apple iPhone (iOs), Android cihazlar (Google Android), Firefox Cihazlar (Firefox Os, tahminimce android çatallaması) birde Symbian os kullanan eski cihazlar var. Nokia firmasının Microsoft firması ile ilişkileri olgunlaştıktan ve satınalmalar gerçekleştikten sonra Nokia daha önce üretmiş olduğu symbian telefonlara 2016 yılına kadar destek vereceğini açıklamıştı. Zaten symbian işletim sistemi android ve ios işletim sistemlerinin olgunlaşması ve yaygınlaşması ile birlikte hızla terkedilmeye başlanmıştı. Konumuza geri dönecek olur isek bir akıllı telefonunuz var ve bir Microsoft hesabınız, Apple ID’niz, Google hesabınız ya da Firefox hesabınız var demektir. Çünkü akıllı telefonların en büyük özelliği onu etkin ve adam akıllı kullanabilmeniz için mutlaka cihaz tipine uygun bir hesabınızın olması, yoksa oluşturulması ve o hesapla oturum açılması gerektiğidir. Bazen bu hesaplar birden fazla olmak zorunda olabiliyorlar tabi zorunda derken bir mecburiyet yok ama bin liranın üzerinde ücret ödediğiniz bir cihazdan tam anlamıyla verim almak istemiyorsanız o ayrı. Mesela Samsung akıllı telefonların çoğunda android için bir Google hesabınız ve Samsung uygulamaların ve bu firmanın ürettiği cihazlara özel olan hizmet ve ayrıcalıklardan faydalanabilmeniz için de bir Samsung Hesabınız olması gerekir. Bu hesaplar sayesinde hayatınız kolaylaşır (!), telefon rehberinize her cihaz ve her yerden erişim sağlarsınız, aldığınız notlar, önemli bilgileriniz hep güvendedir (!). Çünkü artık telefonunuz cebinizdeyken denize girseniz bile bilgilerinizi kaybettiğiniz için üzülmenize gerek yoktur çünkü o veriler güvenli (!) bir yerde kayıt altındadırlar. İşte akıllı cihazlar ve kullandığınız bu hesaplar, akıllı cihazlarınızda kullandığınız bilimum sosyal ve diğer uygulamalarda kullandığınız hesaplar ve uygulamaların kendileri an ve an dijital izlerinizi toplamaktadırlar. Çektiğiniz fotoğraflar, ses kayıtları, videolar, telefon görüşmeleriniz ve çok daha fazlası. Ayrıca bilinmektedir ki polis teşkilatları ve yasal – yasadışı çeşitli örgütler telefonunuz bir wifi (kablosuz) ağa bağlı olmasa dahi telefonunuzun wifi aygıtı yada bluetooth aygıtı açık olduğu sürece telefonunuzdaki tüm bilgilerle birlikte kopyalayabiliyor, eşleştirebiliyor ve klon (ikiz) oluşturabiliyorlar. Dünyanın hemen her yerinde bu durumun farkında olan suç örgütleri korunabilmek için akıllı telefonlar yerine eski tip hiçbir özelliği olmayan telefonlardan edinip kullanmaya başladıkları bilinen ve yeni olmayan bir haberdir. Birde bulut meselesi var ki zaten şimdiye kadar anlattığım hemen her şey de aslında bulut denen sistemler üzerinden işlemekteler ama burada bulut derken bulut depolamayı kastedeceğimi açıkça belirteyim. Bulut depolama sistemleri günümüzde yaygın olarak kullanılan ve harika (!) bir fikir olarak ortaya çıkmış projeler bütününün bir parçasıdır. İşiniz için oluşturduğunuz belgeler (metin dosyaları, sunular ve excel elektronik tablolar gibi), çektiğiniz fotoğraflar, notlarınız ve aklınıza gelebilecek her türlü dijital dosyalarınızı saklayabileceğiniz (!) evrensel depolama alanlarıdır. Başlıcaları Google Drive, Yandex Disk, iCloud, Dropbox ve Mega’dır. Burada adını saymadığım pek çok bulut depolama hizmeti veren firma vardır. Ayrıca Google Fotoğraflar, Flicker (Yahoo firmasına ait) gibi fotoğraf ve video yedekleme hizmetleri de mevcuttur. Kullandığınız bulut depolama uygulamalarınızı eşleştirmek istediğiniz klasörleri ayarladıktan sonra o klasörlere atılan her dosyayı eş zamanlı olarak (internet bağlantınızın hızına ve mobil verisi yani 3g gibi gsm firmasının verdiği hizmetin kullanılmaması, sadece wifi gibi ayarlara göre değişiklik gösterebilir) dosyalarınız bulut alanına hızla kopyalanır. Erişim izni verilmiş birden fazla kullanıcı var ise kolayca paylaşılabilir, erişim izni olan kullanıcılar tarafından metin belgeleri ve elektronik tablolar üzerinde eş zamanlı çalışmalar yapılabilir.
Gps özelliği olan cihazlarda birçok kolaylıktan (!) faydalanırsınız ve bu kolaylıklar için yine bazı uygulamalar kurmanız gerekir. Zaten uygulama üreticileri sizin hayatınızı kolaylaştırmak (!) için çalışmaktadırlar. Eşinizin veya çocuğunuzun anlık olarak nerede olduklarını görebileceğiniz, hareketlerini izleyebileceğiniz, günlük hareketlerini rapor olarak alıp inceleyebileceğiniz ücretsiz uygulamalar mevcuttur. Hatta uygulamaya bile ihtiyacınız olmadan Google hesabınızla bunu kolayca takip edebilirsiniz de. Eğer android cihaz kullanıyor ve bir Google hesabınız varsa https://maps.google.com/locationhistory adresine girmeniz yeterlidir. Bu adreste istediğiniz tarihteki hareketlerinizi harita üzerinde görebilirsiniz fakat bu hizmet üzerinden izleyebileceğiniz gps izinizin sadece cihazınızın gps aygıtı etkinken tutulduğunu unutmamalısınız. Apple ve diğer üreticilerin de buna benzer hizmetleri mevcuttur, internette biraz araştırma yaparak ulaşabileceğinizden eminim. Tabi şimdiye kadar gps ve bu aygıtı kullanabilen uygulamalardan, bunların yalnızca gps aygıtı açıkken kullanılabileceğinden bahsettik. Gps aygıtınız kapalıyken verilerin toplanmadığından vs. bahsettik çünkü kamuya açık uygulamaların yasal zorunlulukları karşılamak gibi sorumlulukları ve tercihe göre kapatılabilmeleri gibi gereklilikleri var ki bu durum da sadece toplumları avutmak ve biraz da para kazanmak için ortaya çıkarılmıştır. Ancak gerçek şudur ki devletler, devletlerin çeşitli kurumları, ticari şirketler ve yasadışı örgütler çok daha farklı yazılımlar kullanmakta ve lokasyon verilerinize ulaşmak yada elde etmek için aygıtınızda gps aygıtının açık olmasını bırakın var olmasına bile ihtiyaç duymamaktalar. Lokasyonunuz hakkında bilgi sahibi olmak için sadece kullandığınız gsm operatörünün gsm ağı ve uyduları bile yeterlidir. Daha fazla seçenek sadece analizde daha isabetli sonuçlar için gereklidir. Yani varsayım olarak gsm ağı lokasyon belirleme ve izlemede 10 m. Yanılgı payına sahipse gps sistemi belki 6 m. yada 7 m. Yanılgıya sahip olabilir ama hem gsm hem de gps verilerine birden sahipseniz 1 m.’nin altında bir doğruluk oranına erişebilirsiniz.

Dünya üzerinde burada sıraladığım yöntemleri ve burada yazamadığım daha bir çok yöntemi kullanarak tüm verilerinize erişip, onları analiz ederek hakkınızdaki her türlü bilgiye erişebiliyorlar. Alışkanlıklarınızı, eğilimlerinizi, psikolojinizi, ilişkilerinizi ve olağan tepkilerinizi biliyor ve öngörüyorlar. Bunları kendi amaçları, çıkarları için kullanıyorlar ve evet bunların her kelimesi gerçek.

Devletler ve onları yöneten seçilmişler devlet çıkarlarına dayanarak devlet ve kendi çıkarları için bu teknolojilerin bu haliyle üretilmesine izin veriyorlar. Tabi buna izin veriyorlar falan derken ülkemizden bahsetmiyorum çünkü bir şeyin üretilmesine izin vermek için onu üretebiliyor olmak lazımdır fakat bizimki gibi üçüncü dünya ülkeleri de kullanılmalarından faydalanmaya çalışıyorlar. Aslında hiçbir şeyin gizli kalmadığını bilmelerine rağmen yaptıklarının gizli kalabileceğine inanmaları da çok ilginç değil mi? Devlet yöneticilerinin bu zaafları sayesinde yeni dünya düzeninin bu nimetlerinden en fazla bu teknolojileri üretenler çıkar sağlasalar da yasadışı örgütler ve çeşitli yapılar da kendilerine düşen paylardan nasiplerini alıyorlar.

Söylenen abartılıdır çünkü;
Söylenen abartılıdır, saydığım şeylerden etkilenmemek için internet, bilgisayar, telefon ve hatta elektrik kullanmayabilirsiniz ama eğer ki bir şehirde yaşıyorsanız sizi izleyen binlerce kamera ve dinleyen binlerce mikrofon olduğunu bilmenizi isterim.

Sözlerimi Person of Interest dizisinin jeneriğinden alıntı ile bitireyim;
İzleniyorsunuz.
Devletin oldukça gizli bir sistemi mevcut.
Günün her saatinde sizi izleyen bir makine.

Zafer AKALIN

23 Haziran 2015 Salı

Foça (Phokaia) - Deniz, Eğlence ve Tarih [🎥]



Foça bircok tarihi ve turustik gezi yerlerine sahiptir.

Homeros'un (ünlü tarihçi) bahsettiği Siren Kayalıkları Foça'da yer almaktadır. Ona gore oradan geçen denizciler için bir zamanlar birçok rivayetlere konu olmuştur bu kayalıklar. Foça irili ufaklı birçok adanın serpilmiş görüntüsüne sahiptir.

Foça Türk Rivierası olarak bilinen Mersin, Antalya'dan başlayıp İzmir'e kadar uzanan bölgenin içinde bulunmaktadır. Bu da birçok yerli ve yabancı turistleri "mavi tur"lara veya diğer gezilere durak yapmaktadır. Foça'nın denizi çok berrak ve temizdir. Sayısız koylara sahip şehrin halka açık plajı bulunmaktadır.

Osmanli ve diğer medeniyetlerden kalan tarihi evler ve mekanlar da, deniz, balık tekneleri ve doga bütünlüğü ile birleşmesi Foça'ya Akdeniz kentlerini anımsatmasında büyük etkileri vardir.

Kybele Açık Hava Tapınağı (İ.Ö. 580)


Kybele Açık Hava Tapınağı

M.Ö.580 yıllarına tarihlenmiştir. Çeşitli büyüklüklerdeki 5 nişte tanrıça Kybele’nin heykelleri ve kabartmaları yer alıyordu. Kayaya oyulmuş adak havuzu ile denizci fenerlerinin konulması için yapılan küçük nişler denizden gelenlerin burada tapındıklarını ortaya koymuştur.
Kutsal alanın yaslandığı kayalık üzerindeki sur duvarları, duvarların 4 ayrı dönemini göstermektedir. Bunlar arkaik surlar harçsız, Roma dönemi surlarında kireç harcı Ceneviz ve Osmanlı dönemi surlarında ise kireç harcı, kum, tuğla parçası ve kiremit tozlarından oluşan Horasan harcı kullanılmıştır. Yukarıda, eski ortaokul binasının altında Athena Tapınağı bulunmaktadır. Her ikiside tanrıçadır. Athena, Babilli kraliçe Izdar’a kadar gider. Kybele ise anadolu’nun tanrıçasıdır.Her iki tanrıçanın altlı, üstlü bulunması da önemli bir olaydır.Kybele arkaik dönemden itibaren Phokaia’da çok saygı görmüştür.Yeldeğirmenli tepe ile İncir adasında da Tanrıça Kybele’ye ait kutsal alanlar mevcuttur.







Foça - Surlar ve Beşkapılar


Surlar ve Beşkapılar

Antik çağda kentin doğusundaki tepeler üzerinden geçen surlar, Athena Tapınağının bulunduğu yarımadayı da kuşatıyordu. Hem antik hem de onun üzerinde bulunan bugünkü Foça bu surların çevrelediği alanın içerisinde kalmaktadır. Ortaçağdan kalma, şehrin etrafını çevreleyen surların en iyi korunmuş bölümleri, yarımada üzerindeki Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine ait onarımlardır. Şimdi kısmen tahrip olmuş mazgallı ve kuleli bir surdur. Yan yana dizili beş kapı bulunan bölümü şehre giriş için kullanılırdı. Beşkapılar yöresindeki yazıta göre, Kanuni Sultan Süleyman zamanında 1538-1539 yıllarında bir onarım görmüştür.


Bu antik kale Michel Paleok tarafından 1275 yılında Cenevizli Manuel Zacharna’ya verilmişve zaman içerisinde Cenevizlilerce surları onarılmıştır. Phokaia’nın 1455 yılında Osmanlı topraklarına katılmasından sonra surlar onarılarak şimdilerde dokuz tanesi ayırt edilebilen kulelerle donatılmıştır. Beşkapılar, Osmanlı dönemi kalesinin kayıkhane bölümüdür. Beşkapılar, 1983 ve 1994 yıllarında restore edilmiştir. Şehrin etrafını çevreleyen surların en iyi korunmuş bölümleri, yarımada üzerindeki Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine ait onarımlardır. Beşkapılar'da bilimsel kazılar yapılmaktadır. Kalenin kayıkhanesi günümüzde Açık Hava tiyatrosu olarak kullanılmaktadır.







Foça - Phokaia Kybele Gemileri (İ.Ö. 8. Yüzyıl)


Gemiler

Herodotos’a göre ilk uzun deniz yolculuğuna çıkanlar Phokaialılardır. Bu yolculuklarını yuvarlak teknelerle değil, elli kürekli gemilerle yaparlardı.
Herodotos’un bahsettiği yuvarlak tekneler, geniş bir gövde yapısına sahip yük gemileri olsa gerek. Phokaialıların kullandığı elli kürekli gemiler ise ince uzun bir gövde yapısına sahip gemilerdir. Bu gemiler İ.Ö. 8. yüzyılda yapılmaya başlanmıştır. Yunancada “Elli kürekli” anlamına gelen “Pentekonter” diye adlandırılan söz konusu gemiler 65 feet uzunluğundaydı. Her iki yanında tek kürek sırası vardı. Her sırada yirmi beş kürekçi bulunmaktaydı. Ayrıca geminin kıç kısmında iki adet dümen küreği bulunuyordu. Çoğunluğu çam ağacından yapılan bu tekneler, uzun yolculuklarda kullanılmak üzere direk ve yelkene sahipti. Pruvadan dışarı doğru çıkıntı yapan, mahmuz adı verilen yapay donanım, en önemli silahı idi. Mahmuzun tek görevi düşman gemilerinin gövdelerine delik açıp su almalarını sağlamaktı.En yüksek hızı 9.5 deniz mili olan bu gemiler Arkaik dönem içinde de hizmet vermiştir.Herodotos’un sözünü ettiği Phokaialıların elli kürekli gemileri de pentekonter olsa gerek.


Tabela Metni:
Diğer İonlar gibi denizcilikte ileri olan Phokaialıların Akdenizde ticaret için kullandıkları, dönemin diğer gemilerinden çok hızlı gidebilen 50 kürekli ve 500 kişiye kadar yolcu taşıyabilen gemileri vardı. Heredot'a göre uzun deniz yolculuğuna ilk çıkan Helenler Phokaialılardır.

Phokaialılar bu özellikleri sayesinde M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Mısır'dan Atlantik kıyılarına kadar tüm Akdeniz de İon ticaretini yaydılar. Phokaialıların deniz ticaret bölgesi, Kartacalılar ve Etrüskler tarafından tehdit edildiğinden kendi güvenlikleri için Kuzey Akdeniz kıyıları boyunca koloni kentleri kurdular. Phokaialılar önceleri Miletlilerle birlikte Çanakkale boğazında, Lampsakos (Lapseki), güney Karadeniz kıyısında Amisos (Samsun), Kuzey Karadeniz kıyısında Krımea (Kırım) yerleşmelerini kurdular. Phokaia'nın batı Akdenizdeki kolonileri, orta İtalya'nın batı kıyılarındaki Elea, Korsika adasındaki Alaia, İspanya'daki Ampurias ve en önemlisi güney Fransa'daki Massalia'dır. Massalia daha sonra yine ayni kıyılardaki Nicose (Nice) ve Antipolis (Antibes) kentlerini kurmuştur.

M.Ö. 600 yıllarında, Massalia'nın Phokaialılar tarafından kuruluşuna ait Gyptis ve Protis söylencesi şöyledir:

Phokaialı gemiciler, bugünkü Güney Fransa kıyılarına varırlar ve burada bir yerleşim kurmak isterler. Bölge Nannus adında yerel bir kralın yönetimindedir. Phokaialıları da davet eder. Yörenin adetlerine göre, kralın kızı eşini davetliler arasından seçer ve ona bir kupa içinde şarap ve su sunarak seçimini belli eder. Kralın kızı davetliler arasından bir Phokaialıya kupayı verir. Kral Nannus bunu tanrısal bir işaret olarak alır ve Phokaialı damadına Marsilya şehrinin bulunduğu toprakları bağışlar. Protis, uğurlu misafir anlamına gelen Enksenos, Gyptis ise kadınların en misafirperver anlamına gelen Aristoksene adını alır.